Bir grup kariyer yolunda ilerleyen yeni mezun, eski üniversitelerindeki profesörlerini ziyaret için bir araya gelirler.
Sohbet, sonunda işin ve hayatın stresinden şikâyetleşmeye döner.
Misafirlerine kahve ikram etmek isteyen profesör mutfağa gider ve
yanında büyük bir termos içinde kahve ve porselen, plastik, cam, kristal
olmak üzere değişik tarzda ve ucuz görünenden, pahalı ve hatta çok özel
olanlarına kadar değişik kahve bardakları ile gelir.
Herkes bir bardak secince, profesör şöyle söyler:
'Fark ettiyseniz, tüm pahalı görünen bardaklar alındı ve geriye ucuz
görünümlü, sade bardaklar kaldı. Kendiniz için en iyi olanı istemeniz
normal olsa da, bu sizin stresinizin ve problemlerinizin kaynağı
aslında. Emin olun ki, bardağın kendisi kahvenin kalitesine hiç bir şey
katmaz. Çoğu zaman, sadece daha pahalıdır ve hatta bazı durumlarda da
içtiğimizi saklar. Hepinizin aslında istediği kahveydi, bardak değil,
ama bilinçli olarak en iyi bardaklara yöneldiniz ve sonra birbirinizin
bardağına bakmaya başladınız.
Şunu bir düşünün: Hayat kahvedir. İş, para ve toplumdaki konumunuz
da bardaklar. Onlar hayatı tutmak için sadece araçlardır ve seçtiğimiz
bardak yaşadığımız hayatın kalitesini belirlemediği gibi değiştirmez de.
Bazen sadece bardağa odaklanarak Tanrının sunduğu kahvenin tadını çıkarmayı unuturuz. Kahvenizin tadına varın!
En mutlu insanlar her şeyin en iyisine sahip değildirler. Sadece her şeyin en iyi şekilde tadını çıkartırlar.
Basit yaşayın.
Cömertçe sevin.
Birbirinize derinden itina gösterin.
Nazik olun,
gerisini Tanrıya bırakın
Değmez dediğin insan, kalbinin her kıvrımına değer ya; hayatın en falsolu küfürlerinden biridir bu aslında..!
25 Aralık 2012
SİZ OLSANIZ HANGİ BARDAĞI SEÇERDİNİZ?
Subscribe to:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Comments:
Post a Comment