İlk yudumu gözlerinden içtim,ikincisini dudaklarından
ellerinden içtiğim son yudumun tadı yıllarca gitmedi dudaklarımdan. Ve
ben hiçbir zaman korkmadım şarabın gazabından..
Aşkın rengi, tadı
, simgesi gibi detaylar aşka gönül veren romantiklerin üzerinde sık sık
düşündükleri konulardır. Genel kanı aşkın renginin kırmızı, simgesini
kalp üzerindedir.Her yeni başlayan gönül yangınında yeniden sorulur aşk.
Yangınların müsebbibi odur çünkü. Ancak tadı hep tartışılır aşkın.
Kimilerine göre tatlıdır aşk, belki de beyninde aynı hormonları harekete
geçirdiği için çikolota tadındadır aşk onlar için. Kimilerine göre ise,
acıdır aşk ve acıtır derinden. Kapanmaz yaralar açar. Ama aşka en çok
yakışan tat şarap tadıdır.
Aşk şarap tadındadır aslında. İçiminde
hisedilen buruk ateş tadı, kanımızı kaynatan formülü aşka öykünür,aşkı
çağrıştırır. dudaklara değen ilk yudumun tadı hiç ama hiçbir şeye
benzemez.Yakar ama tatlıdır,acıtır ama vazgeçemezsin. belki
vazgeçilmezliktir tiryakilik yaratan,ayyaş eden,sarhoş
eden.Damarlarınızda ılık ılık, sinsi sinsi dolaşır, içimizi ısıtır,
kanımızı kaynatır ve sevgilinin gözlerinde tatlı bir buğuya dönüşür,
tıpkı aşk gibi…..
Sevgilinin dudaklarından içilen bir yudum
şarap, şişelerce şaraptan daha fazla alt eder insanı ve gizli bir iksir
etkisi yapar. Daha fazla aşıksındır artık, kaçışı olmaz bir büyüdür bu,
içinde an be an dolaştığını aşka yönelen cümleler kurulur. “Haydi vur
kendini şaraba, kedere ve aşka vur. Daha içelim, daha içelim…”
Yeter ki bir yudum aşk isteyin siz. Size yudumlarca, kadehlerce aşk
sunar şarap. Evet aşk tadındadır aslında ve ilk insanın baştan
çıkarılışına tanık olmuştur, hatta gizli gizli suç ortaklığı etmiştir
belki de. Aşk hep uzun geceler, mum ışığı ve şarapla anılır hatıralarda.
Şarkılara, şiirlere şarapsız aşkları kabul etmez gizli aşıklar kulübü
üyeleri.Şarapsız aşkları aşktan bile saymaz bazıları. Geçmiş aşklara
adanmış kaç şişe şarap bekletilir, kimbilir gönül mahzenlerinde.
Kimbilir ne aşklar yaşanmış, ne aşklar tüketilmiştir o kırık şişelerde…
Aşka
adanmıştır şarap aslında ve tanrısal bir adanmadır bu. Tanrı vergisidir
çünkü şarap da aşk da. Cennetle bile kevser şarabında saklanır aşk. Bir
vaattir aşk, şarap tadında. Zevki günaha,günahı sevaba dönüştüren garip
bir fermantasyonu vardır. Yapısı gereği tadında aşkı saklayan şarap en
uygun zemini de hazırlar. Bir çöpçatandır aşk. Kalpleri, ısıtırken
kapılar ardına dek açılır aşka ve aşk salına salına arz-ı endam eder.
Şarabın cinsi,rengi, tadı değişse de hep aşka kalkar kadehler. Aşk
şarabın yoldaşıdır.Şarap da aşkın. Aşkı her an yeniden tadabilmek,
keyifle özümseyebilmek için. Geçmiş ve gelecek tüm aşkları yaşayabilmek
için.Sonsuz sevdalara affedilmiş şarap tadında aşklar dileğiyle.
“Aşkın şerefine”…..
Değmez dediğin insan, kalbinin her kıvrımına değer ya; hayatın en falsolu küfürlerinden biridir bu aslında..!
25 Aralık 2012
aşk şarap tadındadır
Gönderen murat zaman: 00:34
Etiketler: aşk mektupları
Subscribe to:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Comments:
Post a Comment