Çiksam,
Çikip gitsem uzaklara,
Burdan çok uzaklara,
Yine yanimdasin ya, burkulur içim..
Hani sen gider gidersin de
Evler,köyler durur ya orda,
Aksamsa kuslar göçer,
Isiklari yanar evlerin,
Bir hüzün çöker ya hani
Karanlik iner daglara..
Bugulanir gözlerim,burkulur içim..
Kaçsam,
Kaçip bagirsam daglara,
Feryadim yine sen olursun ya,
Burkulur içim...
Hani bagirsan da çikmaz sesin
Uyansam bitse bu karabasan dersin,
Bir gülüs, bir dokunus arar yüregin..
Uyanir bakarim yoksun,
Bogulur sesim...
Girsem,
Girip yikansam sulara,
Buz gibi denizlerde yanar,
Etim cayir cayir seni bagirir ya
Burkulur iste o zaman içim...
Aksini görüp sularda
Sarilir kucaklarim hayalini...
Kossam,
Kosup karissam kalabaliga,
Gürültülü, civil civil,
Isil isil vitrinler
Gidenler gelenler.
Telasli kosarak yürüsem,
Sanki bir yere yetisecekmisim,
Aceleymis isim,
Bekleyenim varmis gibi hani...
Içim burkulur yine
Sen gelirsin aklima.
Ayaklarim agirlasir gitmez...
Bulusurmusuz seninle
Dedigimiz yer ve saatte.
Özlermisiz,
Elele yürür gülüsürmüsüz.
Çok seyimiz olurmus konusacak,
Kimseyi görmezmis gözlerimiz.
Dünya durur, seyreder
Yollarimiz gül olurmus ya hani,
Dertler tasalar biter,
Simit alir yermisiz
Dilenciye para verirmisiz hani,
Içim burkulur, burkulur içim...
Kalksam,
Kalkip sofralar kursam,
Mumlari yaksam, donatsam,
Herkesi çagirip toplasam
Sen gelirsin yine aklima
Burkulur içim...
Hani çok açmisiz da
Güle oynaya istahla
Bagira çagira, döke saça yer,
'' Bugün neler oldu neler '' diye
Hepbir agizdan konusurmusuz ya...
Bir sessizlik boynunu büker,
Yemekler tatsiz tuzsuz olur,
Kurur ekmek, lokmalar büyür.
Çinlar tabak çatal
Sessizlik ölüm olur
Dagitmak için pusu
Sözler diken olur,
Sofra küser,
Gönüller alingan olur...
Içim burkulur burkulur...
Düssem,
Düsüp yatsam yataklara,
Sen gelirsin yine aklima...
Hani çocukmusuz, hasta olmusuz
Gözlerimiz baygin, bugulu
Yanaklarimiz al al, atesli,
Disarda oyunlar oynanir neseli
Kalkamaz yataktan
Kesiliriz ya istahtan hani...
Öyle iste, boynum bükülür
Sen gelirsin aklima öksüz, yalniz
Bakarim camdan, yoksun
Burkulur içim....
Ölsem,
Ölüp gitsem mesela,
Nasil öldügümü bilmeden, aniden.
Sen gelirsin aklima yine...
Hani ölmüsüm de
Sevdiklerim, sevmediklerim,
Üzgün, aglamakli herkes.
Iyiligim, güzelligim, bahtsizligim,
Pismanliklar, keskeler, feryatlar..
Ürpertiler rüzgarla karisik,
Sessiz dualarla örtülür ya toprak...
Içim burkulur, üzülürüm..
Ölüp gittigime degil de
Seni burda yapayalniz, bensiz
Koyup gittigime yanar, yanar içim...
Sen aklima gelince
Sessizce akar süzülür gözyasim.
Sevdigim, yoldasim, askim...
Burkulur yanar içim...
23.03.2005 Ankara
Nurdan Ünsal
Çikip gitsem uzaklara,
Burdan çok uzaklara,
Yine yanimdasin ya, burkulur içim..
Hani sen gider gidersin de
Evler,köyler durur ya orda,
Aksamsa kuslar göçer,
Isiklari yanar evlerin,
Bir hüzün çöker ya hani
Karanlik iner daglara..
Bugulanir gözlerim,burkulur içim..
Kaçsam,
Kaçip bagirsam daglara,
Feryadim yine sen olursun ya,
Burkulur içim...
Hani bagirsan da çikmaz sesin
Uyansam bitse bu karabasan dersin,
Bir gülüs, bir dokunus arar yüregin..
Uyanir bakarim yoksun,
Bogulur sesim...
Girsem,
Girip yikansam sulara,
Buz gibi denizlerde yanar,
Etim cayir cayir seni bagirir ya
Burkulur iste o zaman içim...
Aksini görüp sularda
Sarilir kucaklarim hayalini...
Kossam,
Kosup karissam kalabaliga,
Gürültülü, civil civil,
Isil isil vitrinler
Gidenler gelenler.
Telasli kosarak yürüsem,
Sanki bir yere yetisecekmisim,
Aceleymis isim,
Bekleyenim varmis gibi hani...
Içim burkulur yine
Sen gelirsin aklima.
Ayaklarim agirlasir gitmez...
Bulusurmusuz seninle
Dedigimiz yer ve saatte.
Özlermisiz,
Elele yürür gülüsürmüsüz.
Çok seyimiz olurmus konusacak,
Kimseyi görmezmis gözlerimiz.
Dünya durur, seyreder
Yollarimiz gül olurmus ya hani,
Dertler tasalar biter,
Simit alir yermisiz
Dilenciye para verirmisiz hani,
Içim burkulur, burkulur içim...
Kalksam,
Kalkip sofralar kursam,
Mumlari yaksam, donatsam,
Herkesi çagirip toplasam
Sen gelirsin yine aklima
Burkulur içim...
Hani çok açmisiz da
Güle oynaya istahla
Bagira çagira, döke saça yer,
'' Bugün neler oldu neler '' diye
Hepbir agizdan konusurmusuz ya...
Bir sessizlik boynunu büker,
Yemekler tatsiz tuzsuz olur,
Kurur ekmek, lokmalar büyür.
Çinlar tabak çatal
Sessizlik ölüm olur
Dagitmak için pusu
Sözler diken olur,
Sofra küser,
Gönüller alingan olur...
Içim burkulur burkulur...
Düssem,
Düsüp yatsam yataklara,
Sen gelirsin yine aklima...
Hani çocukmusuz, hasta olmusuz
Gözlerimiz baygin, bugulu
Yanaklarimiz al al, atesli,
Disarda oyunlar oynanir neseli
Kalkamaz yataktan
Kesiliriz ya istahtan hani...
Öyle iste, boynum bükülür
Sen gelirsin aklima öksüz, yalniz
Bakarim camdan, yoksun
Burkulur içim....
Ölsem,
Ölüp gitsem mesela,
Nasil öldügümü bilmeden, aniden.
Sen gelirsin aklima yine...
Hani ölmüsüm de
Sevdiklerim, sevmediklerim,
Üzgün, aglamakli herkes.
Iyiligim, güzelligim, bahtsizligim,
Pismanliklar, keskeler, feryatlar..
Ürpertiler rüzgarla karisik,
Sessiz dualarla örtülür ya toprak...
Içim burkulur, üzülürüm..
Ölüp gittigime degil de
Seni burda yapayalniz, bensiz
Koyup gittigime yanar, yanar içim...
Sen aklima gelince
Sessizce akar süzülür gözyasim.
Sevdigim, yoldasim, askim...
Burkulur yanar içim...
23.03.2005 Ankara
Nurdan Ünsal
0 Comments:
Post a Comment