Değmez dediğin insan, kalbinin her kıvrımına değer ya; hayatın en falsolu küfürlerinden biridir bu aslında..!

Agustos Pembe 90 Image Banner 468 x 60

5 Ocak 2013

Yine burdayım... 
Tam bu noktada, ellerim cebimde hafif bir iç titremesi, bi sigara yaksam mı yoksa erken mi daha diye düşünürken; 
meğer ilk dumanı ciğerlerime çekmişim bile...
 

Söylenecek söz kalmadığında dudaktan dökülen büyülü sözdür HAYIRLISI...
 
Az çok bilirsin beni beceremem yaşamı, Bir damla su olsam Gider rakıya damlarım...!
 
Durma üz kendini üzebildigin kadar, hatalarını düzeltecekse.
Düşünme hiç şu ânını, düşüncesizlik garantiliyorsa yarını.
Ve kork ölümden ölesiye, korkun seni ölümsüzleştirecekse..''


Bardağa kola doldurur gibi değer vereceksin insanlara ağır ağır ve yavaş. Çok verirsen köpürür taşar, Elinde bardakla kalırsın.





Herkes Herkesi Aynı Sevemez Dostlarım.. Kimileri Gururunun Yettiği Kadar Sever, Kimileri de Ömrünün Yettiği Kadar...



Neden kendimizi bütün biriktirdiklerimizle olduğumuz gibi kabul etmiyoruz ve neden yaşadıklarımızı taşıyan yüzlerimizden geçmişi silmeye çalışıyoruz..!
Kendimizi kimden gizliyoruz...!!!



Kendi dünyamda kendi doğrularımla kendi hayatımı yaşıyorum kimseye verecek hesabım yok ALLAH dan başka...





Bir söz insanın neresinden doğar dersiniz...
Dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı...
Düşlerinden mi yoksa gerçeğinden mi...
Ve kaç kapıdan geçip yerini bulur bir başka insanda.....



Yalnız olmak, yanlış bir kalpte olmaktan iyidir.




Üzülmüyorum... 
Bir gün diner elbet gönlümdeki derin sızı... Hep hayırsız değil ya bu insanlar; bir gün beni de bulur hayırlısı......


Kimi sevsem, onun hep uzakta bir sevdiği vardı... Unutamadığı ilk aşkı ya da onu terk edip giden sevgilisi..!


Nerede kalmıştık..!
Oradan ağlayalım halimize...


Bir insan eğer çok gülümsüyorsa, emin olun ruhunda depremler vardır. "Çünkü acıyan kalbinse, kimse bilsin istemezsin.."




Söylemek isteyip de söyleyemediğim çok şey var; kiminin yüzüne, kiminin gelmişine-geçmişine...


Gözlerinin gördüğünü,yüreğinin gördüğüne değişyorsan EYVALLAH,Yüreğinin gördüğünü,gözlerinin gördüğüne değişiyorsan EYVAH EYVAH!
 




Yastığa başını koyduğun ân başlar asıl macera...




Sadece Susmak İstiyorum..! 
Yalan İnsanları Kâale Almadan... Sahte Yüzleri
Görmeden...Haklıyken Haksız Gözüksem Bile Kendimi Savunmadan...
Huzur Bulmak İstiyorum Gözlerimi Kapayıp, Kimseyi Anmadan Dinlemekİstiyorum Kafamı... Kaybettiğimi de bulmak..... Sessizliği dinlemek istiyorum.




Bazen "Su" olmak lazım , Sessiz sakin.! Bazen "Sel" olmak lazım , öfkeli ve hırçIn.! Bazen "Mum" alevi olmak lazım , sabırla tükenmeyi bekleyen..!

Bazense "volkan" olmak lazım , önüne gelen herşeyi hızla tüketen.!

Kimine Su olacaksın kimine Sel! Kimine Mum olacaksın kimine Volkan.!

Ama kimseye asla "Kul" olmayacaksın...

 

İnsanlar... Şu insan adı ile sıfatlandırılanlar yok mu?
Hani Kuran-ı Kerimde Eşrefi Mahlukat diye tabir edilen...
Yaratılmışların en şereflisi görülen, yaratılış amaçlarının dışına çıkmakta onlardan ustası yoktur . Şimdilerde çoğunda ne şeref kalmış ne haysiyet...
Düşünüyorum da darvin teorisini yanlış zamandamı yapmış ? Hani insan maymundan gelmiş diyor ya ; bence asıl şimdi insan maymuna dönüşüyor...
 


Bir duruşu olmalı insanın! 
Sokak lambaları gibi dimdik..! Işık vermeli dibine ve etrafına...Yine de ödün vermemeli mum misali kendinden. “Gurur” sözcüğünü “Onur” ile değiştirmeli lugatindan. Eğer kuralları hiçe sayıp kuralsız yaşamaksa ideol; bir onurunu, bir de şapkasını yanından ayırmamalı insan. Koltuğunun altına onurunu ,başına şapkasını alıp “Eyvallah” diyebilmeli, Kendisi olmalı insan,kendini bilen...




Huzuru Arıyorum... Biliyorum Ne Yerde Ne de Gökte... Aslında Huzur Belki de Benim İçimde... İhmal Ettiğim Bi Köşede..!!!




Daha cesurum artık. Keske dememek için çabalıyorum... İçimde büyütmüyorum hiçbir şeyi... Çok umursamıyorum ve çok anlam yüklemiyorum hiçbir şeye... Giderken benle başlayan cümleleri dinlemiyorum bile... Sadece tek bir cümle söylüyorum.. 'HER ŞEYİN HAYIRLISI'..!



Boğazımda düğümleniyor sözcükler, tam çıkacakken zor tuttuğum.
Söylemek için ertelediğim. Erteledikçe bittiğim.
Bir şeyler var içimde, hissediyorum, biliyorum...
Üstüne gidildikçe hassaslaşan, dudaklarımdan bir türlü çıkamayan, yüreğimin tam ortasını mesken etmiş, kalmış, kalıplaşmış...




İnsan yaşadığı hayatın,yaptıklarının yükünü taşır... Eğer yaşamak için başkalarının çemberine girmek zorunda kalırsanız, başkaları istediği zaman çemberi kapatır. Gerçekten de özgür olmanın yolu daha az muhtaç olmaktır. Birini tutkuyla seven onun çemberine girmiş olur, diğeri bu  sevgiyi biir bedel haline getirebilir. Kralın kalesine giren, kralın yasalarını kabul etmiş olur...



Yedi kat toprağın altında, binlerce defa yanacaksın ve yandıkça pişeceksin hayata.aşk sigaramın ucunda; dumandan, külden, senden yani ateşten ibaret,
yakıyorsun her defasında... Daha çekeceksin dedi yüreğim, daha çekecek..! Her gün biraz daha... Daha dedi yüreğim daha çekeceksin...!



Tebeşirle çizilmiş bir seksek oyunu kadar uçucu bir çizgisi var hayatın... Farkında
olmadan basıyorsun çizgiye, kızıyorlar anında... 
YANDIN ! 
diye atılıyorsun oyun dışına...


İnatçı bir çocuk gibiyim... Hata yapsamda devam ediyorum, her seferinde yere sürtüyorum burnumu... Akıllanmıyorum... Canım yana yana imkansıza koşuyorum... Çevremdeki seslerin azaldığını hissediyorum... Herkes bıkıyor, ben bıkmıyorum.. Her seferinde kalbime değil elime yüzüme bulaştırdığım aşktan vazgeçemiyorum..!!



Bazen zordur yaşamak... Nefes almak bile güç gelir insana. Bir kuşun kanadına takılıp gitmek istersin uzaklara... Bazen bir güzel söz tutar insanı ayakta.. Bir canın sıcak gülümsemesi bağlar insanı hayata... Bir de 3 kelime kalır yüreklerde . KENDiNE iYi BAK. Bu yalancı dünyada...



Bazen söylenmemiş sözler; söylenmişlerden daha çok yakar canı…. Daha derine işlenir acısı. Özlemler tahmin edildiğinden daha fazla acıtır insanı… Yüreğinde hiç durmadan kanayan bir yaradır… Bir bakış, bir ân, bazende bir mekan o yaraya tuz olur… Özlemi yaşamadan anlamıyormuş insan… Yağmur bile başka yağarmış özlerken… Yağmur bedene değil, yüreğe yağarmış...
 





Nokta. koymakmıydı zor olan yoksa koyduğun noktanın ağırlığını taşımakmıydı? Yeniden büyük harflerle tertemiz bir hayat sayfasına başlamakmıydı ? mühim olan yoksa herşeye rağmen deyip, bir noktalı virgül kullanmakmıydı? Belki de bütün ömrümüzü yitirdik bu Noktalama işaretleri arasında ama şimdilerde ben herşeye inatla üç nokta koyup devam ediyorum  Hayatıma...




Gördüğüm değer kadardır verdiğim değer; bende herkes kendi değerini kendi belirler...



fi'l-kalbi mine'l-kalbi ile'l-kalbi sebîlâ...
 
innemâ Eşkû Bessi ve Hüzni iLâLLah!




 

0 Comments: