Yine burdayım...
Tam bu noktada, ellerim cebimde hafif
bir iç titremesi, bi sigara yaksam mı yoksa erken mi daha diye düşünürken;
meğer ilk dumanı ciğerlerime çekmişim bile...
Söylenecek söz kalmadığında dudaktan dökülen büyülü sözdür HAYIRLISI...
Az çok bilirsin beni beceremem yaşamı, Bir damla su olsam Gider rakıya damlarım...!
Durma üz kendini üzebildigin kadar, hatalarını
düzeltecekse.
Düşünme hiç şu ânını, düşüncesizlik garantiliyorsa yarını.
Ve kork ölümden ölesiye, korkun seni ölümsüzleştirecekse..''
Bardağa kola doldurur gibi değer vereceksin insanlara
ağır ağır ve yavaş. Çok verirsen köpürür taşar, Elinde bardakla kalırsın.
Herkes Herkesi Aynı Sevemez Dostlarım.. Kimileri
Gururunun Yettiği Kadar Sever, Kimileri de Ömrünün Yettiği Kadar...
Neden kendimizi bütün biriktirdiklerimizle olduğumuz
gibi kabul etmiyoruz ve neden yaşadıklarımızı taşıyan yüzlerimizden geçmişi
silmeye çalışıyoruz..!
Kendimizi kimden gizliyoruz...!!!
Kendi dünyamda kendi doğrularımla kendi hayatımı
yaşıyorum kimseye verecek hesabım yok ALLAH dan başka...
Bir söz insanın neresinden doğar dersiniz...
Dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı...
Düşlerinden mi yoksa gerçeğinden mi...
Ve kaç kapıdan geçip yerini bulur bir başka insanda.....
Yalnız olmak, yanlış bir kalpte olmaktan iyidir.
Üzülmüyorum...
Bir gün diner elbet gönlümdeki derin
sızı... Hep hayırsız değil ya bu insanlar; bir gün beni de bulur
hayırlısı......
Kimi sevsem, onun hep uzakta bir sevdiği vardı...
Unutamadığı ilk aşkı ya da onu terk edip giden sevgilisi..!
Nerede kalmıştık..!
Oradan ağlayalım halimize...
Bir insan eğer çok gülümsüyorsa, emin olun ruhunda
depremler vardır. "Çünkü acıyan kalbinse, kimse bilsin istemezsin.."
Söylemek isteyip de söyleyemediğim çok şey var; kiminin
yüzüne, kiminin gelmişine-geçmişine...
Düşünme hiç şu ânını, düşüncesizlik garantiliyorsa yarını.
Ve kork ölümden ölesiye, korkun seni ölümsüzleştirecekse..''
Kendimizi kimden gizliyoruz...!!!
Dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı...
Düşlerinden mi yoksa gerçeğinden mi...
Ve kaç kapıdan geçip yerini bulur bir başka insanda.....
Gözlerinin gördüğünü,yüreğinin gördüğüne değişyorsan
EYVALLAH,Yüreğinin gördüğünü,gözlerinin gördüğüne değişiyorsan EYVAH EYVAH!
Yastığa başını koyduğun ân başlar asıl macera...
Sadece Susmak İstiyorum..!
Yalan İnsanları Kâale
Almadan... Sahte Yüzleri
Görmeden...Haklıyken Haksız Gözüksem Bile Kendimi Savunmadan...
Görmeden...Haklıyken Haksız Gözüksem Bile Kendimi Savunmadan...
Huzur Bulmak
İstiyorum Gözlerimi Kapayıp, Kimseyi Anmadan Dinlemekİstiyorum
Kafamı... Kaybettiğimi de bulmak..... Sessizliği dinlemek istiyorum.
Bazen "Su" olmak lazım , Sessiz sakin.!
Bazen "Sel" olmak lazım , öfkeli ve hırçIn.! Bazen "Mum"
alevi olmak lazım , sabırla tükenmeyi bekleyen..!
Bazense "volkan" olmak lazım , önüne gelen herşeyi hızla tüketen.!
Kimine Su olacaksın kimine Sel! Kimine Mum olacaksın kimine Volkan.!
Ama kimseye asla "Kul" olmayacaksın...
İnsanlar... Şu insan adı ile sıfatlandırılanlar yok
mu?
Hani Kuran-ı Kerimde Eşrefi Mahlukat diye tabir edilen...
Yaratılmışların en şereflisi görülen, yaratılış amaçlarının dışına çıkmakta onlardan ustası yoktur . Şimdilerde çoğunda ne şeref kalmış ne haysiyet...
Düşünüyorum da darvin teorisini yanlış zamandamı yapmış ? Hani insan maymundan gelmiş diyor ya ; bence asıl şimdi insan maymuna dönüşüyor...
Hani Kuran-ı Kerimde Eşrefi Mahlukat diye tabir edilen...
Yaratılmışların en şereflisi görülen, yaratılış amaçlarının dışına çıkmakta onlardan ustası yoktur . Şimdilerde çoğunda ne şeref kalmış ne haysiyet...
Düşünüyorum da darvin teorisini yanlış zamandamı yapmış ? Hani insan maymundan gelmiş diyor ya ; bence asıl şimdi insan maymuna dönüşüyor...
Bir duruşu olmalı insanın!
Sokak lambaları gibi
dimdik..! Işık vermeli dibine ve etrafına...Yine de ödün vermemeli mum misali
kendinden. “Gurur” sözcüğünü “Onur” ile değiştirmeli lugatindan. Eğer kuralları
hiçe sayıp kuralsız yaşamaksa ideol; bir onurunu, bir de şapkasını yanından
ayırmamalı insan. Koltuğunun altına onurunu ,başına şapkasını alıp “Eyvallah”
diyebilmeli, Kendisi olmalı insan,kendini bilen...
Huzuru Arıyorum... Biliyorum Ne Yerde Ne de Gökte...
Aslında Huzur Belki de Benim İçimde... İhmal Ettiğim Bi Köşede..!!!
Daha cesurum artık. Keske dememek için çabalıyorum...
İçimde büyütmüyorum hiçbir şeyi... Çok umursamıyorum ve çok anlam yüklemiyorum
hiçbir şeye... Giderken benle başlayan cümleleri dinlemiyorum bile... Sadece
tek bir cümle söylüyorum.. 'HER ŞEYİN HAYIRLISI'..!
Boğazımda düğümleniyor sözcükler, tam çıkacakken zor
tuttuğum.
Söylemek için ertelediğim. Erteledikçe bittiğim.
Bir şeyler var içimde, hissediyorum, biliyorum...
Üstüne gidildikçe hassaslaşan, dudaklarımdan bir türlü çıkamayan, yüreğimin tam ortasını mesken etmiş, kalmış, kalıplaşmış...
Söylemek için ertelediğim. Erteledikçe bittiğim.
Bir şeyler var içimde, hissediyorum, biliyorum...
Üstüne gidildikçe hassaslaşan, dudaklarımdan bir türlü çıkamayan, yüreğimin tam ortasını mesken etmiş, kalmış, kalıplaşmış...
İnsan yaşadığı hayatın,yaptıklarının yükünü taşır...
Eğer yaşamak için başkalarının çemberine girmek zorunda kalırsanız, başkaları
istediği zaman çemberi kapatır. Gerçekten de özgür olmanın yolu daha az muhtaç
olmaktır. Birini tutkuyla seven onun çemberine girmiş olur, diğeri bu sevgiyi biir bedel haline getirebilir. Kralın
kalesine giren, kralın yasalarını kabul etmiş olur...
Yedi kat toprağın altında, binlerce defa yanacaksın ve
yandıkça pişeceksin hayata.aşk sigaramın ucunda; dumandan, külden, senden yani
ateşten ibaret,
yakıyorsun her defasında... Daha çekeceksin dedi yüreğim, daha çekecek..! Her gün biraz daha... Daha dedi yüreğim daha çekeceksin...!
yakıyorsun her defasında... Daha çekeceksin dedi yüreğim, daha çekecek..! Her gün biraz daha... Daha dedi yüreğim daha çekeceksin...!
Tebeşirle çizilmiş bir seksek oyunu kadar uçucu bir
çizgisi var hayatın... Farkında
olmadan basıyorsun çizgiye, kızıyorlar anında...
olmadan basıyorsun çizgiye, kızıyorlar anında...
YANDIN !
diye atılıyorsun oyun
dışına...
İnatçı bir çocuk gibiyim... Hata yapsamda devam
ediyorum, her seferinde yere sürtüyorum burnumu... Akıllanmıyorum... Canım yana
yana imkansıza koşuyorum... Çevremdeki seslerin azaldığını hissediyorum...
Herkes bıkıyor, ben bıkmıyorum.. Her seferinde kalbime değil elime yüzüme
bulaştırdığım aşktan vazgeçemiyorum..!!
Bazen zordur yaşamak... Nefes almak bile güç gelir
insana. Bir kuşun kanadına takılıp gitmek istersin uzaklara... Bazen bir güzel
söz tutar insanı ayakta.. Bir canın sıcak gülümsemesi bağlar insanı hayata...
Bir de 3 kelime kalır yüreklerde . KENDiNE iYi BAK. Bu yalancı dünyada...
Bazen söylenmemiş sözler; söylenmişlerden daha çok yakar
canı…. Daha derine işlenir acısı. Özlemler tahmin edildiğinden daha fazla
acıtır insanı… Yüreğinde hiç durmadan kanayan bir yaradır… Bir bakış, bir ân,
bazende bir mekan o yaraya tuz olur… Özlemi yaşamadan anlamıyormuş insan…
Yağmur bile başka yağarmış özlerken… Yağmur bedene değil, yüreğe yağarmış...
Nokta. koymakmıydı zor olan yoksa koyduğun noktanın
ağırlığını taşımakmıydı? Yeniden büyük harflerle tertemiz bir hayat sayfasına
başlamakmıydı ? mühim olan yoksa herşeye rağmen deyip, bir noktalı virgül
kullanmakmıydı? Belki de bütün ömrümüzü yitirdik bu Noktalama işaretleri
arasında ama şimdilerde ben herşeye inatla üç nokta koyup devam
ediyorum Hayatıma...
Gördüğüm değer kadardır verdiğim değer; bende herkes
kendi değerini kendi belirler...
fi'l-kalbi mine'l-kalbi ile'l-kalbi sebîlâ...
innemâ Eşkû Bessi ve Hüzni iLâLLah!
0 Comments:
Post a Comment