İnandığım gibi, inandıklarımla; inanılmaz yaşarım..!
Aslında insanlar seni hayal kırıklığına uğratmıyor. Sadece sen, yanlış insanlar üzerinde hayal kuruyorsun
Aynı yolu bizimle birlikte yürüdüğümüzü zannettiğimiz
insanlar, ASLINDA, sadece gidecekleri yere kadar bize eşlik etmişler o kadar..!
Sonu belli olmayan bir yoldur hayat. Önüne ne zaman,
neyin çıkacağını bilemezsin. Bazen birşeyler alır götürür senden, tutamazsın..!
Bazen de hayatın getirdiklerinden kaçmak istersin, ama kaçamazsın... Böyledir
hayat, bir türlü anlayamazsın...Ve bir gerçek vardır: "ACIYI tatmadan,
MUTLULUĞU tadamazsın...
Karpuz Kabuğundan Gemi Değil , Titanik Bile Yaparsın!
Para Değil, Yürek Meselesi....!
Para Değil, Yürek Meselesi....!
Benim Hayatımı Yargılamadan önce; benim ayakkabılarımı
giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan, dağ ve ovalardan geç... Hüznü,
acıyı ve neşeyi tad... Benim geçtiğim senelerden geç, benim takıldığım taşlara
takıl, yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi..! Ancak
ondan sonra beni yargılayabilirsin..!
Hani insan bazen ne ileri ne geri, tek bir adım atamaz
ya. Birini yanında tutmayı bilemez ama onun yokluğunu da istemez . Kaybetmeyi
göze alamaz ama kazanmak için de mücadele etmez. Bağlanmaya cesaret edemez ama
azat da etmez o'nu. Ne sevilmekten vazgeçer, ne sevmeyi bilir... Hani çok sonra zaman geçer savrulurlar ya, o zaman dökülür
dudaklardan itiraf edercesine: Ne göze alabildim ne de gözümü alabildim...
Yangın yerine bak..!
Ateşten, külden, kordan ne var elinde..!
Pervane değilsen yaklaşma sakın ateşe..!
Cân’ı teslime hazır değilsen “ben Aşk’ım” deme kimseye..!
Aşk gelmesin seninle dile…!
İncinmesin ne Mecnun ne Leyla ne gül ne de diken seninle!..
Ateşten, külden, kordan ne var elinde..!
Pervane değilsen yaklaşma sakın ateşe..!
Cân’ı teslime hazır değilsen “ben Aşk’ım” deme kimseye..!
Aşk gelmesin seninle dile…!
İncinmesin ne Mecnun ne Leyla ne gül ne de diken seninle!..
“Sana” yürümek düşer… Çünkü; yol olur yeryüzü yürümeyi
bilene… Yeter ki; vakar olsun duruşun, özlemli olsun yürüyüşün!
“Yürümek” kavlin olsun, ahdin olsun, vefan olsun…
Vur kendini yollara...
İmdada sesin olsun, dara uzansın ellerin, zora dayansın bileğin...
Olur da sürçerse ayağın; dayandığın, güvendiğin her daim Rabbin olsun!
Kolumuzu ısırarak yapardık saatleri küçükken, sanki
zamanın canımızı yakacağını anlarmış gibi. Takvim düzeni herkes için aynı olsa da,
zaman herkesin içinde başka türlü ilerler. Öyle zengin bir sofradır ki yaşam,
Acılardan sonra tatlıları beklemelidir insan...
0 Comments:
Post a Comment